2nd Nov 2024
Bir zamanlar, Pembe adında bir penguen yaşardı. O, en güzel pembe renge sahipti ve her zaman neşeliydi. Ama bir gün, diğer penguenler ona kötü şakalar yapmaya başladılar. Pembe üzgün ve yalnız hissetti; rengini sevmemeye başladı.
O günlerde Pembe, yalnız başına kıyıya oturdu ve denizi izledi. Dalgalar bir biri ardına vururken, aklında kötü sözler dönüp duruyordu. Ama bir gün, bir deniz kaplumbağası yanına geldi. Kaplumbağa, "Neden buradasın, küçük dostum?" diye sordu. Pembe, zorbalık yaptıklarını anlattı.
Kaplumbağa, "Özgüvenini kaybetme! Sen çok özelsin, her bir renk harikadır!" dedi. Pembe, kaplumbağanın bu güzel sözlerini dinlerken içi umut doldu. Kaplumbağa, ona deniz kenarındaki en güzel taşları gösterdi ve birlikte bunları topladılar.
Pembe, kaplumbağanın yanında fazla eğlenmeye başladı. Kısa zamanda başka penguenler de merak edip yanlarına geldi. Pembe, onları gülümseyerek karşıladı. Onlara en güzel taşları gösterirken, tüm penguenler hayran kaldı. Artık Pembe, kendine güvenmeye başlamıştı.
Sonunda, Pembe, diğer penguenlere kendi rengini ve güzelliğini sevdiğini söyledi. Herkes ona destek oldu ve birlikte eğlenceli vakit geçirdiler. Pembe, zorbalığı unuttu ve kalbinin derinliklerinden gelen mutluluğu yeniden buldu.