4th Nov 2024
Bir zamanlar pembe bir penguen, adı Pembe'ydi. Pembe, kalabalık penguenler arasında her zaman kendisini farklı hissederdi. Diğer penguenler suya kolayca dalıp balık yakalarken, o çok korkar ve tablo gibi dondurulmuş kalırdı. Bir gün, Pembe karşısına bir tavşan çıktı. Tavşan ona cesur olmasını ve denemeleri gerektiğini söyledi. Pembe, tavşanın sözlerini dinleyerek, kendisine inanmaya karar verdi.
?alt=media&token=3c39846d-aabd-45ed-8c8f-7b7c6a27b9dc)
Pembe, ilk adımını attı. Suya girdi ve yüzmeye başladı. Su çok soğuktu ama Pembe suyun yüzeyinde dans etti. Diğer penguenler şaşkınlıkla onu izliyorlardı. Hatta bazıları alkışladı. Pembe, onları görünce gülümsedi. Belki de denemek çok eğlenceliydi. Kalbinde bir umut ışıltısı doğdu.
Pembe, artık her gün suya girerek daha fazla cesaret kazanmaya başladı. Yüzme dışında, buz kayma yarışması gibi başka etkinliklere de katılmayı denedi. Her geçtiği gün biraz daha özgüvenle doluyordu. Diğer penguenlerin yanında kendini daha iyi hissediyordu. Artık o da bir penguen gibi hissetmeye başlamıştı.
Bir gün, büyük bir balık yakalama yarışması düzenlendi. Pembe de katılmak istedi ama kalbinde hala korku vardı. Ancak tavşanın söylediklerini hatırlayıp derin bir nefes aldı. Pembe, suya girdi, derinlere daldı ve tam bir balık yakaladığında tüm penguenler ona hayran kaldı. O an, Pembe kendini çok güçlü hissetti.
Sonunda Pembe, hiç bir zaman yalnız olmadığını anladı. Arkadaşları ona destek oldu ve o onların destekleyici sözleriyle güç buldu. Şimdi Pembe, özgüven dolu bir pembe penguendi. O, kalbinde cesaretle, denizlerin derinliklerinde dans ediyor ve her gün yeni maceralar yaşıyordu.
